16 Temmuz 2017 Pazar

Çaresizseniz, Çare Sizsiniz

                                                                                            (foto.yeşilyol,mr.jingles)
                                                                                               
En kararsız kaldığımız anlarda nelere sığınırız?
Neler bizim çıkış yolumuzdur?
Kaçmak için hangi cepheden savaşarak geçeriz?
Bütün bunların cevabını genel olarak tanımlayacağımız bazı sabit terimler bulunmaktadır; din,sevgi,zevk,aşk,hırs,para,mutluluk vs...
Bu öğelerden herhangi birisi bizim kararsızlıklarımızın üzerine bir ''ilk yardım ışığı'' gibi düşünce kara bulutların yok olduğunu düşünürüz.
Bunların hepsi benim nazarımda birer aspirin niteliğindedir. Aspirin, anlık ağrılarımıza çare olan piyasada her yerde bulabileceğimiz ilaçlardan birisidir.
Burada altını çizmek istediğim kelimeler; ''anlık'' ve ''her yer''...
Karasızlıklarımızı her yerde rahatlıkla bulabileceğimiz çıkış yollarıyla anlık olarak giderdiğimiz zamanlarda kendi benliğimizi tatmin etmekten öteye geçemeyiz.
Öyle ki insan doğası gereği en kolay yolu bulmaktan asla kaçınmayarak çaresiz kalmaktan korkmaktadır.
Bunların hepsinin temelinde kabullenme korkusu mu yoksa sadece doğamızın gereğinin bu olduğu gerçeği mi yatmaktadır?
İnsan kendiyle ilgili her şeyi kabul etmekte neden bu kadar zorlanır?
21.yy'da hepimiz her şeyi o kadar mükemmeleştiriyoruz ki, kabullenmesi gereken şeyler bizim için aslanın yanında fare yada altının yanında bakır kalıyor.
Bir farenin asla aslan olamayacağını, bir bakırında asla altına dönüşemeyeceğini çok iyi bildiğini iddiaa eden insanoğlu kabullenmediği şeyin farkında mı?
Kendisini fare veya bakır olarak kabullenmediğinin farkında mı?
Evet bu durumu insanoğlu diyerek genelliyorum. Çünkü bugün sokakta rastgeldiğimiz her insan yaklaşık olarak bu durumun içinde yer almaktadır.
İnsan çaresizliğini bile kabullenmekten kaçmak için işte tamda en kararsız olduğu durumlarda yukarıda saydığım terimlerden birisine sığınmaktadır. Peki sonra?
Aspirin'i içersin, sonra başka marka aspirin, sonra başka marka, başka marka... Kendini bağımlı hale getirdin, tatminkarlık düzeyini bile ölçemiyorsun artık farkettin mi?
Peki bu durumun dışında yer alanlar -kabullenenler-, onlar kim?
Onlar, kendini her anlamda kabullenmeyi seçenlerdir.
Çaresizliği bile kabullenip buna mantık ve duygu çerçevesinde kendi ürettiği tek seferlik ''ömürlük'' aspiriniyle çare bulanlardır.
Aslında kısacası onlar,
Bazen çok zeki bir fare; mr.jingles gibi (bkz.yeşilyolfilmi)
Bazen altının ayarını belirleyen bakır, gibiler...
Önemli olan sadece kabullenmek,
Kendimizi,duygularımızı,düşündüklerimizi,korkularımızı,kararsızlıklarımızı,çaresizliklerimizi...sadece kabullenmek.
Anlık her yerde bulacağınız aspirinlerden kaçının, genel-geçer olandan ziyade kendi benliğinizde ürettiğiniz aspirinle tedavi olun.
Çok güzel bir söz; ''Çaresizseniz, çare sizsiniz.''

Saygılarla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder